Hakkımda

Fotoğrafım
Kimine göre evin küçük kızı, kimine göre evin hanımı, kimine göre iş yerindeki sert kalite ve HSE yöneticisi, kiminin çılgın Zumba hocası, kimine göre çok uzun bir cadıyım, kiminin dert ortağı, sırdaşı, birine göre anneyim, birilerinin biricik teyzesi, kimilerinin kıskandığı kadınım, birilerinin huysuz geliniyim, birinin ise hayatının kadını, kimine göre ise sadece bir isim, sen söyle kimim ben?

Blog Arşivi

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Babam Sağolsun !!!


Herkesin, değerli mi değerli, yerine kimseleri koyamadığı, ailenin reisi, onu canından çok seven bir babası vardır. Kim için denir ki başka, “ailenin direği” diye… İnsanın hayatta anneden sonra bir de babası vardır, sırtını koşulsuz ve sonsuz güvenle yaslayabileceği. Bir sebeple başın sıkıştığında bilirsin ki baban vardır, o senin için elinden geleni yapar, olamayacağı oldurur. Sen daha iyi okullarda oku, daha iyi yaşa diye o eksik yaşar çoğu zaman. Ne büyük bir nimettir babanın varlığı. Ona güvenle sorabilirsin istediğin konuyu, bilirsin ki o senin için en iyisini düşünüp öyle cevap verecektir, fikirlerine gözün kapalı güvenebileceğin başka biri var mıdır hayatta ? Bu yazdıklarımı okuyan hemen hemen herkes biliyorum benimle aynı fikirde…
 
Küçükken, hatırlıyorum, yürürken elleri o kadar büyük gelirdi ki, sadece işaret parmağını tutardım babamın. Pazar sabahları en büyük keyfimiz ablam ile beraber annemle babamın yatağına gidip onların koynunda şarkı söyleyip, babamla annemle şakalaşmaktı. Zaman sanki daha yavaş işlerdi küçükken. Evde babamın gelişini beklemek, geldiğinde “baba bana ne getirdin?” diye sormak ne keyifliydi…

Büyüdük. Önce okul, sonra aşklarımız girdi hayatımıza, derken evlilik, iş koşuşturmacası, bizlerde anne, baba olduk, zaman da yetmez oldu…

Ve herkes hayatında bir kere kaybeder babasını. Allah geçinden versin denir ya hakkaten öyle bir duygudur o. Yaşanmadan anlaşılmaz, yaşanınca da hayat artık eskisi gibi olmaz. O zaman anlıyor insan onunla geçirdiği zamanların değerini ve o zaman bir pişmanlık çöküyor insana, keşke diyorsun, keşke daha fazla zaman geçirseydim onunla, onu daha fazla mutlu edebilseydim. Daha yapacak ne çok planımız vardı hâlbuki. Hepsi yarım kaldı… Hatırlayamıyorsun mesela, ona onu çok sevdiğini en son ne zaman söylediğini…

Böyle zamanlarda insan hayatı da sorguluyor, bazı sorunlar o kadar küçülürken insanın gözünde, değersiz görünen birçok şey ise değer kazanıyor. Gereksiz insanlarla vakit kaybetmemen gerektiğini ve sana değer veren insanlara ise daha çok vakit ayırman gerektiğini anlıyorsun. Bu değeri en çok hak eden ise annemiz ve babamız…

Haziran ayı yaklaşıyor… Benim babasız geçireceğim ilk babalar günü bu ay. Babanız eğer hayatta ise, ona sımsıkı sarılın, onun gözlerine bakarak onu ne çok sevdiğinizi söyleyin. Emin olun onun için en büyük hediye sizsiniz. Başta rahmetli babam Günay Özdemir olmak üzere, tüm babaların, babalar gününü kutluyorum. Biliyorum o bir yerlerden izliyor ve duyuyor beni… Babiş seni çok seviyorum… Babalar günün kutlu olsun…
 
Günay Özdemir'in küçük kızı Yeşim...
Not: Yazının başında bulunan ağaç, babamın mezarı başında bulunan çam ağaçı.
Fotoğraf yeşim aştı tarafından iphone 4s ile çekilmiş ve instagram ile editlenmiştir.
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder