Hakkımda

Fotoğrafım
Kimine göre evin küçük kızı, kimine göre evin hanımı, kimine göre iş yerindeki sert kalite ve HSE yöneticisi, kiminin çılgın Zumba hocası, kimine göre çok uzun bir cadıyım, kiminin dert ortağı, sırdaşı, birine göre anneyim, birilerinin biricik teyzesi, kimilerinin kıskandığı kadınım, birilerinin huysuz geliniyim, birinin ise hayatının kadını, kimine göre ise sadece bir isim, sen söyle kimim ben?

Blog Arşivi

7 Kasım 2012 Çarşamba

Havada AŞK Kokusu Var


Bir kafede kız arkadaşlarımla toplanmış, sohbet ediyorduk. “ilk görüşte aşk” var mı? diye tartışmaya başladık. Birçok arkadaşım konu ile ilgili deneyimlerini anlatırken kimi arkadaşlar ise bu konudaki şüphelerini dile getirdi. Ancak ortak bir konuda aynı fikre vardık; spor salonu gibi kalabalık bir ortamda ilk defa karşılaşmış kişilerin bir şekilde birbirlerini algılamalarını ve ilgilenmelerini sağlayan büyülü bir mekanizmanın varlığıydı bu. Ya da tam tersi, hepimiz sıkça duyarız,“zaten ilk gördüğüm andan itibaren sevmemiştim onu” cümlesini. Peki nedir bu büyülü mekanizma? Hakkaten büyülü mü yoksa bilimsel bir açıklaması var mı?

Tüm canlıların salgıladıktan sonra aynı türden canlılarda davranış değişikliğine yol açan aralarında haberleşmeyi sağlayan koku benzeri ama kokusuz kimyevi maddelere feromon denilmekte.

Feromonlar, karşılaştığımız kişilere karşı yakınlık duymamızı ya da itici bulmamızı sağlayan, o kişiler hakkında ilk andan itibaren duygu ve düşüncelerimize yön veren, içgüdüsel olarak karar vermemizi sağlayan bileşiklerdir.

Feromonlar, günün 24 saati biz farkında olmadan vücudunuzdan havaya yayılan, hedefleri mesaj ulaştırmak istediğimiz diğer insanlar olan, kimyasal sinyallerdir. Ulaştığı kişilerin koku alma duyuları tarafından algılanırlar.

Koku alma duyusu hayvanlar alemin de beslenme, eş bulma, yön belirleme ve iletişim gibi bir çok temel içgüdüsel davranışa yön vermekte olduğunu görüyoruz.

İnsanoğlunda da durum çok farklı değil. Koku duyusu, insanoğlunun günlük duygularının %75’ini etkilediği söylenir ve hafızada, yaratıcılıkta önemli bir rol oynar. Bu duyu organımız 24 saat, yani biz uyurken bile çalışan, hiç dinlenmeyen, kapatılamayan tek duyu organımızdır. Burnumuzda bulunan koku reseptörleri, teneffüs ettiğimiz hava ile burnumuza ulaşan kokuları koku alma mekanizması ile hipofiz bezi ve hipotalamusa iletir. Hipotalamus, iştah, sinir sistemi, stres seviyesi ve konsantrasyonu etkileyen hormonların salgılanmasını kontrol eden beynin en önemli bölümlerinden birisidir. İnsanoğlunun gelişimine baktığınızda hipotalamusun ilkel insanda bilinç gelişmeden önce de var olduğunu görüyoruz. Bu yüzden hipotalamusa ilkel beyin de denilmektedir.

Burnumuz dışındaki duyu organlarımızı algılar ve bilinçli bir şekilde kontrol edebiliriz. Bir nesneye dokunmak istediğimizde bunu kontrol eder, dokunduğumuz nesnenin sıcak mı soğuk mu olduğunu yumuşak mı sert mi olduğunu algılayabiliriz. Ancak feromonları algıladığımızı fark edemeyiz. Bundan dolayı da her zaman duygu ve düşüncelerimiz kontrol etmemiz mümkün olmaz, çünkü bunlara yön veren feromonler bizim bilinçaltımızı etkilemektedir. İnsan ilişkilerinin feromonların etkileri ile açıklanabileceği düşünülmekte. Kendimiz için iyi ve kötüyü ayırt ederken, hoşlandığımız ya da sevmediğimiz şeylere karar verirken iç sesimize hayat veren kaynak gene feromonlardır.

Aşkın yaratıcısının da feromonlar olduğunu söylemek pekte yanlış olmaz? İki kişi arasındaki işte o ilk görüşte aşk dediğimiz gizemli kimyasal büyüye feromonlar yön veriyor olabilir. Feromonlar deri yoluyla yayılmakta olup en çok çıktıkları bölgeler kasık, koltukaltları, meme başı çevresi ve ilginç olarak, burun delikleri arasındaki deri ve üst dudaklar olduğu literatürde geçmektedir. Bu durum, insanların neden birbirlerini öpmekten zevk aldıklarını açıklayabilir.

Aşık olmak büyülü ve bir o kadar da gizemli bir kimyasal reaksiyondur. İnsanoğlu aşık olduğunda kendini yaşama sevinci ile dolu, olmadığı kadar güzel/yakışıklı ve çekici hisseder. İnsanoğlunun feromonları aşka olan isteklerini belirten ve çevresine bu bilgiyi ilgili taraflara taşımaları için bıraktıkları bir iletişim yöntemidir aslında. Yani ben aşka hazırım mesajı vermenin bilinçsiz bir yoludur. Buradan anlaşılacağı gibi bazı kişilerin birbirlerini koklayarak bulduklarını söylemelerinde bir gerçek payı vardır J.

Kısacası, feromonlar, "hazırım, istiyorum, haydi aşk yapalım"dan, "yaşama alanımı savunurum"a kadar birçok davranışı tetiklemektedir.
 
Aşk ve şehvette feromonların oynadıkları rolü biliyoruz. Ancak şunu da biliyoruz ki birini sevmemizde fermonlar tek belirleyici değildir. Birini çekici bulmaya başladığınız zaman, onu eş olarak seçmede birçok kritere başvururuz. Bunlardan birisi kişinin fiziksel görüntüsüdür. Sırf sesi ahenkli ya da kirpikleri uzun olduğu için kanımızı kaynatan insanlar vardır. İnsan ilişkilerinde feromonların etkisi ancak ilk izlenimde söylenebilir ve ilişkinin devamı için başka şeyler gerekir.

İnsan feromonu konusu bilim dünyası için çok yeni bir konu olmakla birlikte, insanlar yüzyıllardır kendileri ile diğer kişiler arasında, beş duyu yolu ile kolayca ve tam olarak açıklanamayan bir şeylerin olduğunu hissetmektedir. Bu gizem, hala devam etmekte ve insanoğlu bu gizemi çözmek için araştırma yapmaktan asla vazgeçmeyecek gibi görünüyor.
 

Yeşim Özdemir Aştı


 

Yararlanılan kaynaklar;



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder